
OpenAI ve Microsoft arasındaki stratejik iş birliği, yapay zeka alanında devrim yaratmıştı. Ancak son gelişmelere göre bu güçlü ortaklık, artık ciddi bir yol ayrımına girmiş durumda. OpenAI’ın bağımsızlaşma yönündeki adımları ve Microsoft’un kendi yapay zeka çözümlerine yönelmesi, taraflar arasında derin bir görüş ayrılığına neden oluyor.
Microsoft ve OpenAI Farklı Yönlere Evriliyor
2015 yılında kâr amacı gütmeyen bir araştırma kuruluşu olarak kurulan OpenAI, Microsoft’tan aldığı destekle teknoloji dünyasında önemli bir konuma ulaştı. Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın erken dönemde yaptığı yatırımlar, ChatGPT’nin başarısıyla karşılığını fazlasıyla verdi. Bu süreçte Microsoft, OpenAI’ın gelişmiş yapay zeka modellerine erişim sağlayarak kendi Copilot sistemini geliştirdi. Ancak iki şirketin artık bağımsız hedefler belirlemesi, iş birliğini sarsıyor.
OpenAI, yeni gelir modelleri geliştirerek Microsoft’a olan bağımlılığını azaltıyor. Microsoft ise yapay zeka yatırımlarını çeşitlendirerek OpenAI dışında alternatif kaynaklara yöneliyor. Wall Street Journal’a göre, Sam Altman ve Satya Nadella arasındaki ilişkiler de bu süreçte gerginleşti.
Kritik Anlaşmazlıklar Yüzeye Çıkıyor

Taraflar arasında en büyük fikir ayrılıkları; Microsoft’un veri merkezlerinin kullanımı, hangi modellerin paylaşılacağı ve yapay zekanın gelişim hızı gibi temel konularda yaşanıyor. OpenAI’ın en gelişmiş yapay zeka modellerini kendi bünyesinde tutmaya başlaması, Microsoft’la olan bilgi paylaşımını kısıtlayabileceği ihtimalini gündeme getirdi.
Bu durumda Microsoft, OpenAI’ın yeni modellerine erişimini kaybedebilir. Ancak bu paylaşımın tamamen sona ermesi için, GPT modellerinin “insan düzeyinde zekaya” ulaştığının kanıtlanması gerekiyor. Bu noktada da taraflar arasında ciddi bir standart farklılığı bulunuyor. Altman bu seviyeye yaklaşıldığını savunurken, Microsoft bu görüşe katılmıyor.
Ortaklık Sona mı Eriyor?
Şu an için tarafların tamamen yollarını ayırması pek olası görünmüyor. Çünkü hem OpenAI’ın dönüşüm süreci hem de Microsoft’un rekabetteki konumu, karşılıklı bağımlılığı sürdürülebilir kılıyor. Ancak yaşanan bu gelişmeler, ortaklığın geleceği açısından ciddi belirsizlikler yaratıyor.
Yapay zeka sektöründe iki dev oyuncunun bu tür bir kırılma yaşaması, yalnızca ticari değil, aynı zamanda teknolojik dengeleri de değiştirebilir. Ortaklık artık karşılıklı fayda esasına dayanan bir yapıdan çok, yasal çerçevelerle sürdürülen bir çıkar mücadelesine dönüşmüş durumda.